Bilgi ve birikim tarihle, edebiyatla veya bir takım başka dallarla sınırlandırılamaz. Bunu böyle yapmaya çalışan bazı gerzekler olsa da...
İnternet çağının yaratmış olduğu bilgi çöplüğü artık insanların gerekli gereksiz pek çok bilgiye ulaşımını hızlı hale getiriyor. Bu yanında hızlı bir gelişim getirse de ani yıkımlara sebep olabiliyor. Ani yıkımdan kasıt örneğin; Bir satranç oyuncusu günde iki saat oyunsonu çalışması gerekirken tahta başında 'klasik usulle' Sıkıldıkça blitz oyunların (hızlı maçlar) cazibesine kapılabiliyor. Ya da açılış teorisine ilişkin amatör oyuncuların hazırlamış olduğu youtube saçmalıklarıyla zihnini dolduruyor.
En azından aşağı yukarı örneklendirme yapabileceğim konu satranç olduğu için mecbur onu seçtim, bir konuyu anlatırken ortaçağ avrupasını da karıştırabilirsiniz, işin aslı muhabbet genişler.
Şaka maka madafaka çok güçlü bi oyunum varken, o bir dakikalık maçlarla kazanırken kaybediyormuşum bunu fark ettim. Hiç olmazsa geç değil daha 23 yaşındayım diye avunabilirim ama taş gibi savunma yapan 18lik bebeler var ortalıkta ki hiç çıkmasın onlar karşıma istiyorum. Full tempoya yönelik, sadece feda varyantlarına çalışan klasik bi zihniyetin getirmiş olduğu bu hırs, konumsal ve defansif bekleme hamlelerine karşı kısır bi döngü içerisine giriyor, çünkü o açılan ve saldırıya hazırlanan taşlar mevcut klasik bir cevapta bazı tempolara ve dengeli oyunsonuna götürecek pek çok imkana sahipken konumsalın ağır tempolu fakat güvenli anlayışı yüzünden sıkılıp, zamanla boğulmaya ve saçmalamaya başlıyor sonuçta odaklanılan nokta belli... Şahı mat et ve oyun bitsin.
Fakat söz konusu konumsal oyun olunca pek çok klasikçi anlamasa da hayran kalır. Hayran kalınan nokta ise konumsal oyunu oynayan adamın sabrıdır. Neden rakibin bazı açıklar verirken yüklenmeler, merkeze yönelik bazı tehditler yerine bazı noktalarda hem merkezden kopmayarak hem de hazırlık hamleleri yaparak yeri gelince atı doğal olmayan karesinde stratejik olarak geliştirerek farklı bir zihnin eserini çalıştırmak söz konusu. Peki biz konumsal hamleler yapamaz mıyız? Konumsal oyun oynamak için ille de çok mu çalışmak gerekiyor? Esasen böyle olduğunu düşünürdüm fakat bu oyunun ilerleyen evrelerinde oluşabilecek mutlak oyunsonuna yönelik olan anlayış değişmez. Açılış ve Oyunortası olarak değerlendiriyorum şahsen konumsalı... Tabi ki oyunsonuna yönelik hesaplar yaparak bu kavramlar da değerlendirilse de
Şah mat olduktan sonra bir oyunsonu olmadığı için deneyimsiz pek çok oyuncu saldırının cazibesine kapılır. Hele deneyimli agresifler ki onlar en ümitsiz ve benim de içerisinde olduğum kategoride yer alıyorlar. Yıllarca agresif satranç oynayıp agresif satranç üzerine ne kadar az şey bildiğini öğrenip duruyorsun. Her gün yeni ve üzerine fikir yürütebileceğin konular çıkıyor karşına... Üstelik gambitler (Gelişimde taş fedası yapılan oyunlar) tamamiyle ilkel ve vasat döneminden kalsa da satrancın bize çekici geliyor. Reddedilen gambitler ideal konumları doğurur. Eşit ve politik olmak gerekir aslen ilk 8 - 14 hamle arasında doğru savunma bulunduğu takdirde boşa çıkarılamayacak saldırı yoktur. Çoğunlukla gözden kaçan ya da hatalı devam yollarıyla doğan ve bize büyülü gelen matların bile üç hamle öncesinde adam gibi bir konum varsa hatalı hamleyi düzeltip düzgün bir oyunsonuna götüren yolu bulabilmemiz mümkün.
Bu sebeple oyunsonunda piyon kaybeden GM normu olan Türkleri kınıyorum.
3 Yorum:
" Şaka maka madafaka " mı? :D:D
Bu öylesine bi yazıydı aslında, sonra arkadaşım beğendi blogda yayınlayalım istedi.
Satranç üzerine daha fazla not almak isterdim açıkçası... Ha fotoğraf da benim kedimin fotoğrafı şimdilerde kayıp kendisi...
Yorum Gönder